Anadolu’da gelişen Türk mimarisinin genel çizgisini ortaya koymak amacıyla hareket edildiğinde, başvurulacak en ilginç yapılar şüphesiz ki kervansaraylar olmaktadır. Bütün iktisadî faaliyet kervan yollarının vardığı liman ve şehirlerde toplanmıştır. Ulaşımın gereği gibi gelişmesi ve işlemesi, her çeşit eşyanın nakli ve yolculuğun yapılabilmesi için ise en önemli şart emniyet olmuştur. Bunun sonucu olarak da ribât, kervansaray veya han adıyla tanıdığımız menzil yapılar doğmuştur. Anadolu’da her devirde yoğun bir ticaret ağı oluşmuş; ancak XII. yy.’da ticarî faaliyetler, ticaretin çoğu zaman transit olduğu Konya-Sinop ve Sivas gibi merkezlerde toplanmıştır. Bu da ticaretin Ermeni ve Rum tüccarların elinde bulunduğunu göstermektedir. Ancak XII. yy.’ın başında fethedilen Anadolu’nun Akdeniz ve Ege denizi kıyısındaki limanlarına Müslüman halkın ve büyük tüccarların yerleştirilmesi için kolaylık gösterilmesi teşvik edilmiştir. Hatta tüccarların mallarında oluşabilecek herhangi bir zarara karşılık devlet sigortası uygulanmış, kervan yollarının emniyeti sağlanmış ve yabancı devletlerle ticarî anlaşmalar yapılmıştır.
Bu eser geniş bir katalog çalışmasıyla; tarihlendirme, bilgi, rölöve, cephe, izometrik çizimleriyle, içindeki resimlerle menzillerde yaşamakta olan kervansaray ve ona bağlı yapıların bundan sonra yapılacak olan onarımlarına kaynaklık edecek, yanlış onarımların gelecekte düzeltilmesine imkân sağlayacaktır.
Anadolu’da gelişen Türk mimarisinin genel çizgisini ortaya koymak amacıyla hareket edildiğinde, başvurulacak en ilginç yapılar şüphesiz ki kervansaraylar olmaktadır. Bütün iktisadî faaliyet kervan yollarının vardığı liman ve şehirlerde toplanmıştır. Ulaşımın gereği gibi gelişmesi ve işlemesi, her çeşit eşyanın nakli ve yolculuğun yapılabilmesi için ise en önemli şart emniyet olmuştur. Bunun sonucu olarak da ribât, kervansaray veya han adıyla tanıdığımız menzil yapılar doğmuştur. Anadolu’da her devirde yoğun bir ticaret ağı oluşmuş; ancak XII. yy.’da ticarî faaliyetler, ticaretin çoğu zaman transit olduğu Konya-Sinop ve Sivas gibi merkezlerde toplanmıştır. Bu da ticaretin Ermeni ve Rum tüccarların elinde bulunduğunu göstermektedir. Ancak XII. yy.’ın başında fethedilen Anadolu’nun Akdeniz ve Ege denizi kıyısındaki limanlarına Müslüman halkın ve büyük tüccarların yerleştirilmesi için kolaylık gösterilmesi teşvik edilmiştir. Hatta tüccarların mallarında oluşabilecek herhangi bir zarara karşılık devlet sigortası uygulanmış, kervan yollarının emniyeti sağlanmış ve yabancı devletlerle ticarî anlaşmalar yapılmıştır.
Bu eser geniş bir katalog çalışmasıyla; tarihlendirme, bilgi, rölöve, cephe, izometrik çizimleriyle, içindeki resimlerle menzillerde yaşamakta olan kervansaray ve ona bağlı yapıların bundan sonra yapılacak olan onarımlarına kaynaklık edecek, yanlış onarımların gelecekte düzeltilmesine imkân sağlayacaktır.